19 Mart 2013 Salı

Ruh, Ru7, Rıhle


Gezmenin Arapçası...
1. Arapçadan Türkçeye geçmiş olan "ruh" kelimesi, insanın bedeninin ötesindeki, maddesel olmayan varlığını anlatmak için kullanılır. Ruh ve beden arasında bir ayrım yapılır ve genellikle sonsuz kabul edilen ruh, sonlu bedenden üstün tutulur. Kutsal dinlerin neredeyse hepsi, bedenin isteklerini köreltmeyi, ruhun isteklerini ise yüceltmeyi önerir. 

Arapçada "ruh" kelimesine benzeyen bir kelime daha var. Doğrudan bir bağlantı var mı bilmiyorum ama bağlantı kurmayı deneyeceğim.

2. "ruH (ru7)", "Git(mek). Seyahat etmek." anlamına geliyor. Buna çok benzeyen ve kökdeş olduklarını düşündüğüm bir kelime daha var: Rıhle. Bu kelime sanki "ruh" ile "ru7" kelimelerini birbirine yaklaştırıyor, anlamı şöyle:

3. "Rıhle, asıl anlamıyla Arapçada bir yerden diğerine göç etmek anlamındaki "rahale" kök fiilinin mastarıdır.
Hadis ilminde, muhaddislerin yeni hadisler öğrenmek için uzak diyarlara yaptıkları ilim yolculuklarına rıhle denir." (Vikipedi)

4. Şimdi biraz etimolojik kurcalama yapayım, Sevan Nişanyan'ın Nişanyan Sözlüğü'nde "ruh" kelimesinin anlamı şu şekilde verilmiş:

 Ar rūḥ روح [#rwḥ msd.] 1. nefes, soluk, rüzgâr, esinti, ruh, 2. güzel koku (= Aram rūχā רוחא a.a. = İbr rwχa רוחa.a. )


5. Sentezleyecek olursam, “ruh”, rüzgar gibi, durduğunda anlamını yitiren, gitmeye ve öğrenmeye meyilli bir varlıkmış gibi bir anlama ulaşıyoruz.

Bütün bunları yazmak, nerden aklıma geldi? Akşama doğru odama gelmek için kampüste yürüyordum, sert esen rüzgar ağaçları dans ettiriyordu. Hiç rüzgarın sesini anlamlı bir kelimeye dönüştürmeyi denediniz mi? Ben denedim, bence rüzgar, “Ruuuuuuuhhhhh!” diye esiyor; dinleyin bir gün; mistik bir sestir bu; gözlerinizi birkaç saniyeliğine kapayın; çıkaracağınız anlam size kalmış. Doğa bu sesiyle bana seslendiğinde, ben gitmem gerektiğini anlıyorum; bilmek, öğrenmek için gitmek gerek, uzaklara…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder